Değerli Vekillerimiz,
Ülke tarihimizin bu önemli döneminde sizlere “Toplum Sözleşmemizi” yani Anayasamızı oluşturmak gibi büyük bir görev verilmiş durumdadır. Geleceğimizi şekillendirmek anlamına gelen bu önemli adım atılırken , tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını ve misafirlerini içine alan, özgürlükçü ve eşitlikçi bir Anayasa oluşturabilmeniz için fikirlerimizi sizlerle paylaşmayı sorumluluğumuz olarak görmekteyiz.
Yeni Anayasa ile ilgili bizleri doğrudan ilgilendiren konularda görüşlerimiz şunlardır:
1- Anayasanın Giriş ve Başlangıcı
Anayasanın giriş bölümü Anayasanın ruhunu ifade edeceği için çok büyük bir önem taşımaktadır. Bu nedenle giriş bölümü, ülkemizin kültürel, dinsel, etnik ve fikri zenginliğini ortaya çıkarıcı, bu farklılıkları zenginlik ve eşit değerde gören, nefret suçu ve söylemlerini reddeden, evrensel insan hakları çerçevesinde birey hak ve özgürlüklerini güvence altına alan, toplumsal barışımızı kuvvetlendirici olup, sınırlamalardan uzak olmalıdır.
Devletin dinle ilgili konularda yansızlık ve tarafsızlık ilkelerine bağlı kalacağı ve eşitlik ilkesini gözeteceği vurgulanmalıdır.
2- Din ve İnanç Özgürlüğü
Yeni Anyasa’da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin düşünce, din ve inanç özgürlüğünü düzenleyen 9. Maddesi, aynı şekliyle yer almalıdır.
1. Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, açıkça veya özel tarzda ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir.
2. Din veya inancını açıklama özgürlüğü, ancak kamu güvenliğinin, kamu düzenin, genel sağlığın veya ahlakın, ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için demokratik bir toplumda zorunlu tedbirlerle ve yasayla sınırlanabilir.
Açıklama: Mevcut Anayasa din ve inanca sahip olma, açıklama ve ibadet etme özgürlüklerini korumakta, din öğretimi konusunda ise bir hakkı tanımaktan ziyade bir düzenleme getirmektedir. Bu maddenin Anayasa’ya alınmasıyla, din ve inanç özgürlüğünün sadece ibadet etmekle sınırlı olmadığı, öğretim ve uygulama gibi daha geniş ifadeleri kapsaması anayasal güvence altına alınmış olacaktır. Örneğin, öğretim hakkının tanınması, din görevlisi yetiştirme, dini öğretmek amacıyla öğrenim kurumları açma haklarının temeli olacaktır.
Düşünce, din ve inanç özgürlüğüne ilişkin olarak değişmesi ve daha özgürlükçü bir şekilde yeniden düzenlenmesi gereken konular ayrıca hazırlanacak bir “Din Özgürlüğü Yasası” ile düzenlenebilir. Bu düzenlemede, dini kurumların tüzel kişilik de dahil olmak üzere, örgütlenme özgürlüğü, dini eğitim kurumları kurma özgürlüğü, ibadet yerleri kurma hakkı, vicdani ret, vb. konular, uluslararası insan hakları standartları, toplumsal talepler ve uzlaşma çerçevesinde biçimlendirilebilir.
3- Örgütlenme Hakkı
Şiddeti kullanmayan, teşvik etmeyen, desteklemeyen ve de başkalarının inanç ve ifade özgürlüklerine engel olmayan tüm örgütlenmelerin önü açılmalı ve devlet kolaylaştırıcı bir rol üstlenmelidir. Dini yapıların, kendi inanç sistemleri ile çelişmeyecek örgütlenme ve tüzel kişilik kazanma hakkı olmalıdır.
Örgütlenme hakkı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde 11 temel alınarak düzenlenebilir.
1. Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahiptir.
2. Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabilir. Bu madde, bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler, kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel değildir.
4- Eğitim Hakkı
Her anne babanın çocuklarını kendi inanç değerleri çerçevesinde yetiştirme, eğitim verme ve eğitim alma hakkı koruma altına alınmalıdır.
Zorunlu Din dersi kaldırılmalı, velilerin ve öğrencilerin talepleri doğrultusunda kendi inançlarını öğrenmelerini sağlayacak seçmeli dersler ve bu ders saatlerinde çocuklarına herhangi bir dini eğitim vermek istemeyen aileleri dikkate alacak ahlak ve/veya sanat, felsefe dersleri seçmeli olarak var olmalıdır. Din dersi hakkında Anayasa’da bir düzenlemeye yer verilmemelidir.
Dini toplulukların kendi din adamlarını yetiştirme hakkı güvence altına alınmalıdır. Devlet kolaylaştırıcı rol üstlenmelidir.
Yüksek Öğrenime ilişkin düzenlemelerde herkesin din görevlisi yetiştirmek amacıyla okullar açabilmesinin ve/veya mevcut Yüksek Öğretim sistemi içerisinde din adamı yetiştirmesinin yolu açılmalıdır.
5- Diyanet İşleri Başkanlığı
Diyanet İşleri Başkanlığı, mevcut yapısıyla, devletin yansızlık ve tarafsızlık yükümlülüyle kesinlikle uyumlu değildir.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye’nin dinsel çeşitliliği temel alınarak, çoğulcu bir bakışaçısıyla, devletin tarafsızlık yükümlülüğü, eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmelidir. Vatandaşların düşünce, din ve inanç özgürlüğü hakkının doğurduğu yükümlülükler de göz önünde bulundurularak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın mevcut yapı ve faaliyetleri yeniden biçimlendirilmelidir.
Diyanetin mevcut yapısı ve amaçlarının korunması durumunda, Diyanet işleri Başkanlığı devlet yapısı içinden çıkarılmalı ve mali destek isteğe bağlı hale getirilmelidir.
Sayın Vekillerimiz, inanıyoruz ki doğru adımlarla yarın bugünden daha güzel olacaktır ve bu güzelliğin sizlerin çabaları ve bizlerin katkıları ile oluştuğunu görerek onur ve esenlik duyacağız.
Saygılarımızla arz ederiz.
Protestan Kiliseler Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
H. Zekai TANYAR
Bir cevap yazın